Ekonomik programın etkileri verilere yansıdı
Türkiye’nin uyguladığı mali disiplin ve ekonomik istikrar programı, kasım ayı enflasyon rakamlarında somut sonuçlarını gösterdi. 2022 yılının ekim ayında yüzde 85,51 ile zirveyi gören yıllık enflasyon, kademeli düşüşünü sürdürerek yüzde 31,07 seviyesine geriledi. Aylık bazda ise yüzde 2,04’lük oranla son 2,5 yılın en düşük verisi kaydedildi. Özellikle kira enflasyonunun 42 ayın en düşük seviyesine inmesi ve gıda, temel mallar ile hizmet sektörlerindeki gerileme, 2026 yılı için hedeflenen tek haneli enflasyon yolunda önemli bir virajın dönüldüğünü ortaya koydu.
Ücret artışlarının enflasyonla ilişkisi
Enflasyon verilerindeki bu iyileşme, yaklaşan asgari ücret görüşmelerini de şekillendirmeye başladı. Konuyu değerlendiren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefer Şener, maaş zamlarının fiyat istikrarı üzerindeki baskısına dikkat çekti. Şener, "Ücretlerdeki her yüzde 10'luk artış 1 ila 1,5 puan arasında enflasyona doğrudan yansımaktadır. Oysa ücret artışlarının enflasyona dolaylı etkisi çok daha yüksek düzeydedir. Enflasyonda artık bir düşüş trendine girilmiştir, bu trendin kararlılıkla sürdürülmesi gerekmektedir." dedi.
Gelecek yıl için kritik oran: Yüzde 16
Asgari ücretin belirlenmesinde beklenen enflasyonun referans alınabileceğine işaret eden Şener, Merkez Bankası projeksiyonlarına vurgu yaparak şu değerlendirmelerde bulundu:
"2026 yılı için Merkez Bankasının enflasyon beklentisinin yüzde 16 olduğu görülmektedir. Bu beklenti doğrultusunda eğer asgari ücret artışı yapılırsa yüzde 16'nın üzerinde artış olması gerekecektir. Asgari ücretin belirlenmesinin ardından ücret artışlarının dezenflasyon sürecine zarar vermemesi adına mutlak suretle fahiş fiyat artışları ile ilgili önlemler artırılmalıdır."