Sanat ve kültür dergisi olan ArtDog Istanbul, “Selimiye Camii restorasyonu işgal tehdidi altında” başlıklı yazısıyla restorasyon sürecinde verilen mahkeme kararı üzerinden Selimiye Tesbit ve Tahkîk Heyeti’ni hedef aldı.
Heyet ise yaptığı açıklamayla, “Selimiye gibi bir dünya mirasında esas tehdit; tartışmanın kendisi değil, tartışmayı bastırma refleksidir. Bilim, ancak açık tartışma ile ilerler; sloganla değil.” cevabını verdi.
İşte restorasyon sürecinin aslı ve heyetin suçlamalara verdiği cevaplar…
450 yıllık Selimiye Camisi'nde yürütülen restorasyon çalışmasıyla hedef, camideki mevcut süsleme ve kalem işlerinin, Mimar Sinan dönemindeki 16. yüzyıl tezyinat anlayışına uygun şekilde yeniden düzenlenmesi yani aslında döndürülmesiydi.
19. yüzyıl bezemeleri “bir Mimar Sinan eseri” ruhunu taşıyor mu?
ArtDog dergisindeki yazıda verilen bilgiye göre restorasyon sürecindeki bilim kurulu üyeleri bugün kubbede ve iç mekanın bazı bölümlerinde yer alan 19. yüzyıl bezemelerinin, Selimiye’nin 450 yıllık tarihinin bir parçası olduğunu savundu. Kurul üyeleri hazırladıkları değerlendirme raporunda; mevcut bezemenin tarihsel belge değeri taşıdığını, bu nedenle geç dönem katmanının korunması gerektiğini belirtti.
Selimiye Tesbit ve Tahkîk Heyeti ise konuya dair gerekçeli itirazını şöyle sundu:
"Kubbe ve yarım kubbelerdeki süslemelerin önemli kısmı 18–19. yüzyıl eklemelerinden oluşuyor,
bu bezemeler Sinan dönemine ait değil ve yapının kurucu anlamını örtüyor. Restitüsyon çalışması,
Sinan’ın sade, birlik merkezli kubbe anlayışını esas almalı."

Heyet Başkanı Prof. Dr. Uğur Derman, restorasyonla ilgili yaptığı bir açıklamada, bu konuyla ilgili görüşlerini “19. asrın başlarında, herhalde Osmanlı'nın mali sıkıntılarının olduğu bir devirde İstanbul gibi hüsnühattın çok geçerli olduğu yerden gelen hattatları -mesela bir (Mustafa) Rakım emsali olmayan bir kimse, Hattat Sami Efendi gibi- zevatı bir tarafa bırakıp Edirne'de mahalli yazı yazan, yani kendilerine hattat denmeyecek seviyede olan kimselerle 19. asrın başında Selimiye Camisi'nin doldurulması beni çok rahatsız eder. Bunların bir an evvel kalkmasını temenni ederim.” sözleriyle aktardı.
Nakkaş /mimar Semih İrteş ve hattat Mehmet Özçay da mevcut katmanın Sinan’ın yapı kimliğinin önüne geçtiğini savunan açıklamalar yaptı. Heyet, bu isimlerin UNESCO tarafından “Yaşayan İnsan Hazinesi” olarak tanınan ustalar olması sebebiyle değerlendirmelerinin yalnızca estetik değil, geleneksel sanat ve tekniklerin temsil gücü açısından uzmanlık taşıdığını vurguladı.
"Venedik Tüzüğü" ve "Nara Belgesi" iddiası
ArtDog dergisi, yazısında bezemelerin tamamen kaldırılması konusunda ICOMOS (Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi) görüşlerine yer verdi.
ICOMOS Türkiye Milli Komitesi, 11 Haziran 2025’te yayımladığı görüşte; projenin Venedik Tüzüğü, Nara Özgünlük Belgesi, Burra Tüzüğü ve 660 sayılı Koruma Yüksek Kurulu İlkelerine aykırı olduğunu, mevcut süslemelerin Sinan üslubunu bozmadığını, barok etkisi iddialarının belgesel dayanaktan yoksun olduğunu savundu.
Heyet üyeleri ise ICOMOS’un görüşlerini bağlayıcı ve mutlak görmediklerini “Nara Belgesi ruh–anlam–üslup önceliğini kabul eder. Sinan mimarlığının temeli 'sadeliğin, birliğin ve mekânsal bütünlüğün' olduğu bir temeldir ve 18–19. yüzyıl bezemeleri Sinan’ın kurduğu kubbe bütünlüğünü örter.” sözleriyle ifade etti.
“Derin Bir Sosyo-Politik Kriz"
ArtDog, heyetin sunduğu raporu ve savunduğu görüşleri ideolojik bir çerçeveye oturtmaya çalıştı. Heyetin konuya cevabı ise şu şekilde oldu:
"Tartışma ideolojik değil, tamamen kurucu anlam – geç dönem yüzey katmanı ilişkisidir. 'Tarihi silme', 'selefî tavır', 'ikonoklazm' gibi kavramlar meseleyi popülerleştiriyor. Asıl sorun 'hangi katman eserin kimliğini belirliyor?' sorusudur.
Ekonomik motivasyon iddiası
ArtDog yazısında, heyetin ikinci kez restorasyon istemine ekonomik şüpheyle yaklaştığını “Ekonomik motivasyon olabilir, neden ikinci kez restorasyon?” sözleriyle ifade etti.
Heyet ise bu durumu, "Bilimsel yeni bulgu ortaya çıktığında projelerin revizyonu doğaldır. Bu durum 'usulsüzlük' değil, koruma biliminin rutinidir. Asıl tehlike, bilimsel veriyi 'masraf' diye yok saymaktır." sözleriyle açıkladı.
Teknik bir restorasyon değil, çok katmanlı bir bilimsel tartışma
Heyete göre ikinci restorasyon, siyasi ya da ideolojik sebeplerden ziyade, Sinan’ın kurucu mimari anlamı ile 19. yüzyıl bezeme katmanı arasındaki ilişkiyi yeniden değerlendirme süreci açısından hayata geçirilmeli.
Heyetin, raporu sunmasındaki asıl sebep olan “Selimiye’nin geleceğe taşınacak kimliğini hangi tarihsel katman temsil ediyor?” sorusunun cevabı yalnızca teknik değil; kültürel, estetik, akademik ve hukuki boyutlarıyla da şeffaf bir şekilde cevaplanmalı.