İslam alemi, hicri takvim ile miladi takvim arasındaki gün farkı nedeniyle 32-33 yılda bir yaşanan ender bir olaya şahitlik edecek. 2025 yılına 1 Ocak'ta başlayan üç aylar, yıl bitmeden ikinci kez Müslümanların hanesine konuk oluyor. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu verilerine göre, rahmet ve bereket mevsimi 21 Aralık Pazar günü recep ayı ile başlayacak.
Bu manevi atmosferde ilk olarak 25 Aralık Perşembe akşamı Regaip Kandili idrak edilecek. Ardından 15 Ocak'ta Miraç Kandili ve 2 Şubat'ta Berat Kandili karşılanacak. On bir ayın sultanı ramazan 19 Şubat'ta başlarken, Kur'an-ı Kerim'in indirilmeye başlandığı Kadir Gecesi 16 Mart'ta, Ramazan Bayramı ise 20 Mart'ta kutlanacak.
Manevi bir hazırlık ve arınma dönemi
Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Ömer Tiryaki, bu özel zaman diliminin önemine değinerek şu ifadeleri kullandı:
"Üç aylar, kulun kendini muhasebeye çektiği, kalbini yenilediği, ibadet disiplinini güçlendirdiği bir hazırlık mevsimi olarak görülür. 'Allah'ın ayı' olarak nitelendirilen recep, başlangıcı temsil eder. Şaban, manevi yoğunlaşmayı artıran bir eşik niteliğindedir. Ramazan ise bu yolculuğun zirvesi ve semeresi olan arınma, Kur'an'la bütünleşme ve takva eğitimidir. Bu yönüyle üç aylar, Müslüman'a yıl içerisinde en sistemli kulluk programını inşa edebileceği ve manevi olgunlaşma fırsatlarını yakalayabileceği bir imkan sunar."
Tiryaki, kandil gecelerinin toplumsal bağları güçlendirdiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu geceler, Müslümanların tövbe istiğfar edip dua etmeleri, kaza veya nafile namaz kılıp oruç tutmaları, Kur'an okuyup dinlemeleri, sadaka vermeleri, sıla-i rahim yapmaları gibi salih amellere ve maddi, manevi dayanışma içerisine girmelerine birer vesiledir. Bu tür zamanlarda oluşan manevi atmosfer, inananların maneviyatını güçlendirdiği gibi pek çok insanın günahtan el çekmesine de zemin hazırlamaktadır. Bunun yanında kandil geceleri insanların camiyle buluşmaları, dinin emir ve yasaklarını öğrenmeleri açısından da değerlidir. Ayrıca bu mukaddes gün ve geceler, birlik ve beraberliğimize katkı sağladığı gibi toplumsal bir bilinç ve şuur oluşmasına da vesile olmaktadır."