"Goethe'nin, Genç Werther'in Acıları adlı romanının yayımlandığı dönemde, intihar vakalarında artış yaşandığına dair söylentilerin yayılmasıyla "Werther Etkisi" kavramı ortaya çıktı. Klinik Psikolog Şafak Ağaca Kemal, Werther Etkisini şu sözlerle tanımladı:
“Werther etkisi, bireyin maruz kaldığı yoğun duygusal anlatıların, özellikle ölüm ya da ağır şiddet içeren olayların, bazı kişilerde benzer davranışların ortaya çıkma olasılığını artırabilmesini tanımlar. Bu, tek başına dışsal bir etkenin kişiyi belirli bir davranışa yönlendirdiği anlamına gelmez. Daha çok kişinin mevcut psikolojik durumu, stres düzeyi ve duygu düzenleme kapasitesiyle birlikte değerlendirilmesi gereken bir süreçtir. Özellikle duygusal olarak zorlayıcı dönemlerden geçen bireylerde bu tür anlatılar daha güçlü bir etki yaratabilir.”
Maruz kalınan sahneler ve zihinsel arka plan
Kıskanmak dizisindeki gündem olan sahneyi kendisine sorduğumuzda; dizilerde ya da görsel anlatılarda yer alan şiddet ve ölüm sahnelerinin, gerçek hayattaki davranışları etkileyebileceğini ancak bu etkiyi genelleştirmenin yanlış olacağını ifade eden Şafak Ağaca Kemal, "Klinik gözlemler, yoğun duygusal içeriklerin bazı bireylerde davranış repertuarını genişletebildiğini gösteriyor. Kişi, daha önce düşünmediği bir davranış biçimini, benzer bir duygusal durumda zihninde bir seçenek olarak hatırlayabilir. Bu durum özellikle stres, öfke, çaresizlik ya da kontrol kaybı duygularının yoğun olduğu anlarda daha belirgin hale gelir." sözlerini kullandı.
Bahsi geçen sahne gibi içeriklerin, Güllü'nün ölümü gibi şiddet olaylarına etkisini yorumlayan Kemal, maruz kalınan sahnelerin zihinsel bir arka plan oluşturabildiğini şu sözlerle ifade etti:
“Bu iki olay arasında doğrudan bir nedensellik kurmak mümkün değildir ve klinik açıdan doğru da olmaz. Ancak psikolojik açıdan bakıldığında, bireyin daha önce maruz kaldığı sahnelerin zihinsel bir arka plan oluşturduğunu söyleyebiliriz. Özellikle yoğun çatışma, öfke ve duygusal taşkınlık anlarında kişi, daha önce gördüğü davranış örüntülerine bilinçdışı düzeyde yönelebilir. Bu, davranışı açıklayan tek faktör değildir; ancak süreci anlamlandırmaya yardımcı olabilir.”
Yetişkin bireylerde dürtüsel davranış riskinin artması
Güllü'nün kızı tarafından öldürülmesinin psikolojik açıdan nasıl okunabileceğini de anlatan Şafak Ağaca Kemal, bu olayın tek bir başlık altında açıklanabilecek bir durum olmadığını belirterek, "Bireysel psikolojik yapı, anne–çocuk ilişkisi, geçmiş çatışmalar, biriken duygular ve olay anındaki duygusal yoğunluk birlikte değerlendirilmelidir. Böyle durumlarda genellikle planlı bir davranıştan çok, kontrolün kaybolduğu bir duygusal taşma söz konusudur. Klinik açıdan bakıldığında, davranışın arkasında uzun süredir biriken ve düzenlenemeyen duyguların etkisi olduğu görülür." dedi.
"Yetişkin olmak, kişinin her koşulda duygularını sağlıklı şekilde düzenleyebileceği anlamına gelmez." diyen Kemal, şiddet içerikli sahnelerin yetişkin bireylerde dürtüsel davranış riskini artırdığını ise şu sözlerle aktardı:
"Özellikle yüksek stres altında olan, öfke kontrolü zor olan ya da psikolojik olarak zorlayıcı bir dönemden geçen bireylerde dürtüsel tepkiler daha kolay ortaya çıkabilir. Bu tür durumlar genellikle ani gelişir ve kişi davranış öncesinde uzun bir değerlendirme süreci yaşamaz."
Dürtüsel davranış ve yoğun duygusal taşkınlık anlarında kişinin sonuç değerlendirme kapasitesinin belirgin biçimde azalabileceğini de ifade eden Kemal, "Klinik olarak bu durum, duyguların düşünce süreçlerinin önüne geçmesi şeklinde tanımlanır. Kişi o anda yalnızca yaşadığı duyguyu sonlandırmaya odaklanır; uzun vadeli sonuçlar zihinsel olarak geri planda kalır." şeklinde konuştu. Bu durumun, sorumluluğu ortadan kaldırmadığının özellikle altını çizen Kemal, "Bu psikolojik durum, kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz; sadece davranışın hangi ruhsal zeminde ortaya çıktığını anlamamıza yardımcı olur." diyerek sözlerini tamamladı.

Koruyucu etki nasıl yaratılır?
Psikolog Ahmet Onur ise Werther etkisini, “Medyada yer alan intihar davranışının ayrıntılı, dramatize edilmiş ya da idealize edilmiş biçimde sunulmasının, bazı bireylerde benzer davranışlara yönelik taklit ve model alma eğilimlerini artırabilen bir etkileşim süreci” olarak tanımladı.
Onur, bu etkinin özellikle duygusal düzenleme becerileri sınırlı, algılanan stres düzeyi yüksek ve sosyal destek kaynakları kısıtlı bireylerde daha belirgin hale gelebileceğini ancak her izleyici için geçerli, kaçınılmaz bir sonuç olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurguladı.
Medyada şiddet içerikli sahnelerin verilme biçimi ve Werther etkisi arasındaki ilişkiyi de değerlendiren Onur, "Medyada intihar, ölüm veya şiddet sahnelerinin sunum biçimi, Werther etkisinin ortaya çıkma olasılığını artırabilir. Olayın ayrıntılı biçimde aktarılması, dramatik unsurların ön plana çıkarılması ya da kişinin dolaylı biçimde idealize edilmesi, model alma ve taklit süreçlerini güçlendirebilir." sözlerini kullandı. Onur, bu durumun önüne geçmek için alınması gereken önlemler hakkında ise "İçeriğin sonuçlarına odaklanan, zarar verici etkileri görünür kılan ve destek kaynaklarını vurgulayan bir sunum biçimi, bu riskin azalmasına katkı sağlayabilir. Aynı olay, farklı bir anlatımla daha koruyucu bir etki yaratabilir." şeklinde konuştu.

Sahnelerin dramatize edilmesi toplumu duyarsızlaştırıyor mu?
Psikolojik Danışman Merve Kılınç, televizyon dizilerinde dramatize edilen şiddet içerikli sahnelerin, gerçek hayatta benzer duygu-düşünce ve özelliklere sahip bireyleri tetikleyebileceğini söyledi. Bu durumu Werther etkisinin yanı sıra Albert Bandura'nın "Sosyal öğrenme kuramı" ile de açıklamanın mümkün olduğunu ifade eden Kılınç, "Bu kurama göre birey; diğer insanları gözlemleyerek, model alarak, taklit ederek bazı davranışları öğrenir. Dolayısıyla bireylerin giyim tarzı, konuşma biçimi gibi çeşitli alışkanlıklarında sosyal öğrenme kuramı etkili olur. Bu bağlamda, medyada bu tarz sahnelere yer verilmesi; zaman zaman tetikleyici bir etken olabilir" sözlerini kullandı.
Merve Kılınç, Kıskanmak dizisindeki sahne gibi şiddet sahnelerinin toplumu duyarsızlaştırabileceğini "Medya ve Werther etkisi bağlamında düşündüğümüzde, benzer anne-çocuk ilişkisine sahip bireylerde; benzer durumların gözlemlenmesine sebep olabileceğinden, bu tarz sahnelerin toplumu duyarsızlaştırdığını söylemek mümkündür." sözleriyle anlattı.