“Terörsüz Türkiye” hedefi ve yeni strateji
Milli Savunma Bakanlığı resmi açıklamasında, 2025’in “terörle mücadelede yeni bir sürecin başladığı tarihi yıl” olarak değerlendirildiğini ve “Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda çalışmaların azimle yürütüldüğünü vurguladı. Bakanlık, özellikle arazi arama-tarama, mağara ve sığınak aramalarının, mayın ve el yapımı patlayıcı tespit ve imha faaliyetlerinin yıl boyunca yoğun şekilde sürdürüldüğünü belirtti.
Bildiride ayrıca; hudut güvenliğinin teknolojik sistemlerle güçlendirilmesi, Mehmetçiğin görevinin 7/24 devam etmesi, Mavi Vatan ve Gök Vatan konseptlerinde hak ve menfaatlerin korunmasına yönelik faaliyetler, dost ve müttefik ülkelerle ortak operasyon ve iş birliği adımlarının atılması unsurları öne çıktı.
İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamalardaysa, yıl içinde yedi ayrı terör saldırı girişiminin önlendiği belirtildi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın verdiği resmi rakamlara göre, güvenlik güçleri 2025 yılının ilk 11 ayında yürütülen operasyonlarda 2.063 kişinin yakalandı.
Büyük ölçekli DEAŞ operasyonları
Yılın son günlerinde Türkiye genelinde yapılan koordineli operasyonlarla DEAŞ şüphelisi 357 kişi gözaltına alındı. Bu operasyonlar, 21 ilde eş zamanlı gerçekleştirildi ve aralarında İstanbul’un da bulunduğu birçok kentte şüpheli adreslere baskın yapıldı.
Operasyonlar çerçevesinde yapılan aramalarda dijital malzemeler, dokümanlar ve örgütsel bağlantılara ilişkin veriler ele geçirildi. İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamalarda, bu geniş çaplı baskınların yılbaşı dönemi için planlanan saldırı girişimlerini önlemeye yönelik istihbarat çalışmaları sonucunda gerçekleştirildiği belirtildi.

PENÇE-KİLİT ile Kuzey Irak’ta tam hakimiyet
Türk Silahlı Kuvvetleri, 2025 yılında "terörü kaynağında kurutma" stratejisini bir adım ileri taşıdı. Irak’ın kuzeyinde devam eden Pençe-Kilit operasyonlarında, terör örgütünün "girilemez" dediği mağaralar imha edildi. MSB’nin yıl sonu verilerine göre, operasyon bölgesindeki stratejik tepelerin tamamında kontrol sağlandı ve terör örgütünün lojistik hatları tamamen kesildi.
31 Ocak 2025 tarihinde bölgede yapılan arama-tarama faaliyetlerinde çok sayıda AK-47 piyade tüfeği, makineli tüfek, roketatar, el bombası ve elektrikli fünye gibi silah ve mühimmat ele geçirildi.
15 Şubat 2025 tarihli operasyonun ardından MSB tarafından yapılan açıklamada, operasyon bölgesinde tespit edilen mağarada terör örgütüne ait silah, mühimmat ve yaşam malzemelerinin ele geçirildiği bildirildi.
Milli Savunma Bakanlığı, 8 Nisan 2025 tarihinde yapılan operasyonla Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit bölgesinde teröristlerce kullanılan bir mağaranın tespit edildiğini ve burada çok sayıda silah, mühimmat ve yaşam malzemesinin ele geçirilerek kullanılamaz hale getirildiğini duyurdu.
17 Temmuz 2025 tarihli MSB haftalık bilgilendirme toplantısında, Pençe-Kilit başta olmak üzere operasyon bölgelerinde arama-tarama faaliyetlerinin devam ettiğini ve 4 PKK’lı teröristin teslim olduğu açıklandı. Bu faaliyetlerde ayrıca teröristlere ait çok sayıda silah, mühimmat ve malzemenin kullanılamaz hale getirildiği belirtildi.
Bölgeden gelen bilgiler, örgütün sözde yönetim kadrosunun panik halinde daha güneye kaçmaya çalıştığını ancak TSK’nın bölgedeki kalıcı üs bölgeleriyle bu kaçış yollarını da kapattığını teyit etti.

MİT’in nokta operasyonları: Sözde lider kadrosuna kaçış yok
MİT, 2025 yılı Ocak ayında Irak’ın Süleymaniye kırsalında gerçekleştirdiği operasyonla PKK’nın İran yapılanmasında üst düzey sorumluluk üstlenen İslam Dotkanlou’yu etkisiz hale getirdi. Örgüt içerisinde “Amed Serhed” kod adıyla bilinen Dotkanlou’nun, PKK’nın sözde askeri ve ideolojik eğitim faaliyetlerinden sorumlu olduğu, aynı zamanda örgütün İran ve Irak hattındaki kadrolarının sevk ve idaresinde kilit rol oynadığı tespit edildi. MİT’in titiz istihbarat çalışmasıyla gerçekleştirilen operasyonun, örgütün bölgesel komuta yapısında ciddi bir çözülmeye yol açtığı belirtildi.

2025 yılı Şubat ayında Suriye’nin Ayn el-Arab (Kobani) bölgesinde düzenlenen operasyonla, PKK/KCK-YPG’nin sözde istihbarat sorumlularından “Azad” kod adlı Mahmut Ağca etkisiz hale getirildi. Uzun süredir MİT’in hedef listesinde yer alan Ağca’nın, örgütün Suriye yapılanması içinde Türkiye’ye yönelik eylemlerin planlanması ve koordinasyonunda aktif rol aldığı belirlendi. MİT’in saha istihbaratıyla yeri tespit edilen terörist, örgütsel bir toplantı sırasında gerçekleştirilen operasyonla etkisiz kılındı. Güvenlik kaynakları, bu operasyonun örgütün sınır hattındaki eylem kapasitesine ağır darbe vurduğunu değerlendirdi.

2025 yılı boyunca Milli İstihbarat Teşkilatı yürüttüğü operasyonlarda, terörle mücadelede sınır hattıyla sınırlı kalmayıp, örgütün ana karargah olarak kullandığı merkezleri doğrudan hedef aldı. Sözde askeri konsey üyeleri, ideolojik sorumlular ve saha yöneticilerinin nokta operasyonlarla etkisiz hale getirilmesi, PKK/KCK-YPG içinde ciddi bir çözülme sürecini beraberinde getirdi. Güvenlik kaynakları, MİT’in cerrah hassasiyetiyle yürüttüğü bu operasyonların, örgütün komuta-kontrol mekanizmasını zayıflattığını ve tabanda çözülmeyi hızlandırdığını vurguladı.
Devletin şefkatli eli: “Dağda ölüm değil, devlette yaşam” çağrısı karşılık buldu
2025 yılı, sadece sahada yürütülen operasyonların değil, aynı zamanda devletin şefkatli yaklaşımının da terörle mücadelede somut sonuçlar verdiği bir yıl olarak kayıtlara geçti. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın açıkladığı resmi verilere göre, yıl boyunca 103 terör örgütü mensubu ikna yoluyla teslim oldu. Bu teslimlerin 10’u Diyarbakır Anneleri’nin evlatları olarak öne çıktı; ailelerin kararlılığı ve Bakanlık ile bağlı birimlerin yürüttüğü ikna çalışmaları, örgüt içerisindeki gençlerin “dağda ölüm değil, devlette yaşam” yolunu seçmesinde belirleyici rol oynadı. Bu tablo, terör örgütünün moral ve motivasyonunun ne denli sarsıldığını bir kez daha ortaya koydu.
Diyarbakır Anneleri’nin 7 yılı aşkın süredir sürdürdüğü evlat nöbeti, 2025’te “Terörsüz Türkiye” hedefinin sembollerinden biri haline geldi. Resmi açıklamalarda, bu nöbetin sadece toplumsal dayanışma için değil, aynı zamanda ikna çalışmalarıyla teslim olan gençlerin geri dönüşü için de güçlü bir moral kaynağı olduğu vurgulandı. Özellikle annelerin “dön çağrısı”, örgüt içerisindeki çözülmeyi hızlandırdı ve ikna edilenlerin büyük bir kısmı bu süreçte ailelerine kavuşmak üzere güvenlik güçlerine teslim oldu.
2025’e ilişkin İçişleri Bakanlığı sunumlarında, teslim olan örgüt mensuplarının ifadelerine de dikkat çekildi. Bakan Yerlikaya’nın TBMM Genel Kurulu’nda aktardığı verilere göre, 103 teslimin gerçekleştiği bu dönemde, örgüt içindeki gençlerin “artık terörün kendilerine bir gelecek sunmadığını” ifade ettiği kaydedildi. Bu rakam, son yılların en yüksek teslim oranlarından biri oldu ve “Terörsüz Türkiye” hedefine ulaşma yönündeki kararlılığın hem devlet politikaları hem de toplumun geniş katılımıyla ilerlediğini gösterdi.
Güvenli sınırlar, huzurlu şehirler
2025’te Doğu ve Güneydoğu Anadolu şehirleri, terörün gölgesinden çıkarak yatırım ve kalkınma merkezleri olma yolunda önemli ilerleme kaydetti. Devletin bölgeye yönelik altyapı ve ekonomik programlarıyla birlikte huzur ve güven ortamının güçlenmesi, yatırımcı güvenini artırdı. Türkiye genelinde 2025’in ilk dokuz ayında uluslararası doğrudan yatırım girişleri bir önceki yıla göre yüzde 46 artarak 15,3 milyar dolara ulaştı. Bölgedeki bu normalleşme süreci, terörün yatırım ve turizm üzerindeki etkisini büyük ölçüde ortadan kaldırdı.
Terörün finansmanında önemli rol oynayan uyuşturucu ve kaçakçılık faaliyetlerine karşı 2025 boyunca kararlı operasyonlar yürütüldü. İçişleri Bakanlığı koordinesinde gerçekleştirilen çalışmalarda, 72 ilde eş zamanlı operasyonlar düzenlendi, milyonlarca kök uyuşturucu bitkisi, sentetik hap ve çeşitli yasaklı maddeler ele geçirildi. Yürütülen bu operasyonlarla milyarlarca liralık yasa dışı gelir engellenirken, terör örgütlerinin finans damarlarına ağır darbe vuruldu.
Devlet, sınır güvenliğini ileri teknolojiyle güçlendirmeye 2025’te de devam etti. Irak sınır hattında inşa edilen güvenlik duvarları, derin hendekler, termal kameralar ve optik kulelerle desteklenen sistemler sayesinde yasa dışı geçişler büyük ölçüde önlenebilir hale geldi. Özellikle Hakkari ve çevresinde kurulan bu fiziki ve teknolojik altyapı, hem terörle mücadelede hem de kaçakçılığın engellenmesinde önemli rol oynadı.
2026’ya “Terörsüz Türkiye” hedefiyle
2025 yılı sona ererken Türkiye, içeride ve sınır ötesinde yürüttüğü güvenlik politikalarıyla terörle mücadelede çok boyutlu bir yaklaşımı hayata geçirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Terörü ülkemizin gündeminden tamamen çıkaracağız” hedefi doğrultusunda atılan adımlar; güvenlik, istihbarat ve sosyal politikaların eş zamanlı yürütüldüğü bir sürecin öne çıktığını gösterdi. 2026 yılına girilirken, bu sürecin sahadaki sonuçlarının ve sürdürülebilirliğinin önümüzdeki dönemde daha net şekilde ortaya çıkması bekleniyor.