Ateşbaz-ı Veli türbesinde asırlık tuz geleneği sürüyor

Mevlana'nın baş aşçısı Ateşbaz-ı Veli'nin Konya'daki türbesinde, yüzyıllardır devam eden tuz ikramı geleneği ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor.

Konya'da Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin sadık talebesi ve mutfak sorumlusu olan Ateşbaz-ı Veli, Selçuklu mimarisinin zarif örneklerinden biri olan türbesinde anılmaya devam ediyor. Özellikle Şeb-i Arus törenleri kapsamında kente gelen binlerce misafir, Meram ilçesindeki bu manevi mekanı ziyaret ederek asırlık bir ritüele tanıklık ediyor. Gerçek adı Yusuf Bin İzzeddin olan bu önemli zatın kabrinin bakımı ise nesillerdir aynı soyadını taşıyan aile tarafından büyük bir sadakatle yürütülüyor.

Asırlardır aynı aile hizmet veriyor

Türbenin bakım ve onarım hizmetlerini gönüllü olarak üstlenen ailenin bugünkü temsilcisi Hüseyin Bekleyiciler, bu görevi annesi ve ablasından devraldığını ifade etti. Hizmetin manevi boyutuna dikkat çeken Bekleyiciler, şunları söyledi:

"Türbedarlık nasip işidir. Çekirdekten öğrendiğimiz için severek buraya hizmet ediyoruz. Buradaki evde doğdum, burada büyüdüm ve yine türbeye hizmet ediyorum. Genel bakımı, temizliği ve her türlü işlerini yapıyoruz. Gelen misafirlerimize Ateşbaz-ı Veli hakkında bilgi veriyoruz. Ziyaretçilere türbede bulunan tuzdan da ikram ediyoruz."

Bereket ve şifa kaynağı tuz

Ziyaretçilerin getirdiği tuzların harmanlanarak diğer konuklara ikram edilmesi geleneği, Mevlana ile Ateşbaz-ı Veli arasında geçen tarihi bir hadiseye dayanıyor. Bekleyiciler, Ateşbaz makamının önemini ve tuzun hikayesini şu sözlerle aktardı:

"Mevlana 'Hay Ateşbazım hay, bugünkü yemekler odun ateşiyle pişmemiş, aşk ateşiyle pişmiş' der ve o günden sonra adı Ateşbaz olarak bilinir. Ateşbaz kendisine verilen bir makam adıdır. Çünkü Mevlevilikte Ateşbaz makamı en üst makamdır. Ateşe basan, ateşle oynayan anlamındadır. Orada Mevlana Hazretleri Ateşbaz dedemiz için dua eder. 'Senin tuzundan alan huzur bulsun, ziyaret edenlerin derdi şifa bulsun, aşları artsın eksilmesin, taşsın dökülmesin' diye dua eder. O dua üzerine de Ateşbaz-ı Veli dedemiz 'Bir kazan yemekte, bir çimdik tuzum olsun' der. O yüzden bilen misafirler buradan bir kaşık tuz alır, onu evdeki tuzuyla çoğaltıp, yemeklerinde kullanır."

Paylaşma kültürü yaşatılıyor

Bu ritüelin temelinde sadece bir madde alışverişi değil, derin bir paylaşma niyeti yatıyor. Geleneğin özünde yatan yardımlaşma ruhuna vurgu yapan Bekleyiciler, sözlerini şöyle tamamladı:

"Her şey Rabb'imdendir. Amaç bu mübareklerin duasını almaktır. İnşallah bizler onu alanlardan oluruz. Tuzu bilenler getirir, bilmeyenler götürür. Buradaki kural odur. Çünkü buradaki niyet paylaşmaktır. Sizin getirdiğiniz tuzu başkası götürecek. Böylelikle hem hayır işlemiş olacaksınız hem de hayra katkıda bulunmuş olacaksınız. Türbedarlık makamı artık olmasa da biz aynı edeple yetiştik ve Allah rızası için hizmet ediyoruz."

 


 

İLGİLİ HABERLER