Geçmişin sesleri geleceğe taşınıyor

Taş plak koleksiyoncusu iki dost, Yunus Savaş ve Hakan Balcı, unutulmaya yüz tutmuş bu değerli kültürü sosyal sorumluluk projeleriyle canlandırıyor. İkili, Türkiye müzik tarihine damgasını vurmuş sanatçıların eserlerini ve anılarını kayıt altına alarak kültürel mirası yaşatmayı ve yeni nesillere aktarmayı hedefliyor.

Koleksiyon Tutkusu Nasıl Başladı?

Taş plak koleksiyonculuğu serüvenine 25 yaşında bir gramofon edinme arzusuyla başlayan Yunus Savaş, zamanla odak noktasını plağın gramofondan daha önemli olduğu bilinciyle bu alana kaydırdığını ifade etti. Sosyal medyanın yaygın olmadığı dönemlerde her ay kurulan bit pazarlarını sabahlara kadar gezdiğini, nadir eserlerin peşinden büyük bir tutkuyla koştuğunu anlattı. Özellikle Seyyan Hanım’ın "Hasret" plağını bulma sürecinin kendisini çok heyecanlandırdığını dile getiren Savaş, 1930 yılına ait, özel basılmış 100 adetlik Fenerbahçe-Galatasaray maçını mizahi dille anlatan bir plağın da koleksiyonundaki en özel parçalardan olduğunu belirtti.

Türkiye'nin Eşsiz Kültürel Mirası

Yunus Savaş, taş plağın Türkiye'nin 200 kültür dalından biri olduğunu ve bu alanda yaklaşık 40 bin esere sahip olarak dünya çapında birinci sırada yer aldığımızı vurguladı. 1890'ların sonundan 1965'e kadarki dönemin sanatçılarına ait görsellerin bile bulunamadığı, karanlık bir süreç olduğunu ifade eden Savaş, günümüzde dahi izini bulmakta zorlandıkları sanatçıların olduğunu dile getirdi.

Sanatçılar İlk Sesleriyle Buluştu: "Ahde Vefa" Projesi

Savaş, Hakan Balcı ile birlikte yürüttükleri "Ahde Vefa" projesi kapsamında, ilk kayıtlarını yapan yaşayan sanatçıları bulup o anki duygularını ve serüvenlerini dinlediklerini aktardı. Bu kapsamda görüştükleri sanatçılardan, Rıza Konyalı'nın ilk plağını dinlerken gözyaşlarını tutamadığını, Bedia Akartürk'ün 14 yaşında ilk taş plağını okuduğunu anlattı. Ayrıca, Belkıs Özener (Yeşilçam'ın arka sesi) ve Nesrin Sipahi (Fenerbahçe Marşı'nın sesi) gibi önemli isimlerle de bir araya geldiklerini belirtti.

Nadir Eserler Kaybolmasın Diye

Hakan Balcı ise taş plak toplamanın ötesinde, bu kültürel mirası belgeseller, huzurevleri ve okullar aracılığıyla geniş kitlelere ulaştırmayı hedeflediklerini söyledi. Balcı, plakların geçmiş dönem insanlarının yaşamlarını ve duygularını yansıtan güçlü belgeler olduğunun altını çizdi. Koleksiyonunda 1800'den fazla plak bulunduğunu, bunların 1500'ünün nadir ve değerli "kafa plak" statüsünde olduğunu ifade etti. Balcı'nın en önem verdiği plak ise Çanakkale konulu, muhtemelen dünyada tek olan, Osmanlıca yazılı tek yüzlü bir eserdir. Balcı, "Bunlara sahip çıktığımız sürece bu eserler kaybolmayacak.” diyerek kültürü yaşatma azmini vurguladı.

İLGİLİ HABERLER