Trabzon'un Maçka ilçesine 20 kilometre uzaklıkta bulunan ve adeta bulutlara komşu olan Kusal Yaylası, azim dolu bir yaşam öyküsüne ev sahipliği yapıyor. 2 bin rakımlı bu zorlu coğrafyada yaşayan 72 yaşındaki Murat Saraç, ilerleyen yaşına ve sert doğa koşullarına aldırmadan tam 50 yıldır bakkal kültürünü yaşatıyor.
Tarihi Objelerle Dolu Dükkan
Yılın yaklaşık 6 ayını yaylada geçiren emektar esnaf, her sabah dükkanının sobasını yakarak mesaiye başlıyor. Saraç'ın işlettiği bakkal, temel ihtiyaçları karşılamanın ötesinde müşterilerine nostaljik bir atmosfer sunuyor. Dükkan raflarında sergilenen eski dönemlere ait radyolar, televizyonlar ve tartılar, ziyaretçileri geçmişte bir yolculuğa çıkarıyor. Müşterilerini her daim sıcak çay ikramıyla karşılayan Saraç, yaylanın eski günlerini anlatarak kültürel hafızayı canlı tutuyor.

Borçla Başlayan Yarım Asırlık Serüven
Gençlik yıllarında 8 yıl İstanbul'da yaşayan ancak askerlik görevinin ardından memleketi Trabzon'a dönme kararı alan Saraç, bakkalı devralma sürecini şu sözlerle anlattı:
"Param yok, askerden geldim. Babamın da durumu iyi değil. Espri olarak 'Ver.' dedik. Bu esprimiz gerçekleşti."
İşletmeyi satın alabilmek için akraba ve dostlarından borç aldığını belirten Saraç, yaşadığı ekonomik zorluklara rağmen verdiği emeğin karşılığını aldığını ifade etti. Kış aylarını Maçka'nın Yazlık Mahallesi'nde geçiren Saraç, ilk kar düşene kadar yayladaki dükkanını açık tutuyor.
"Para İkinci Planda Gelir"
Bölgeye gelen yerli ve yabancı turistlerin taleplerini geri çevirmemek adına ürün çeşitliliğine özen gösteren Saraç, ticaretin ötesinde misafirperverliği önceliyor. Geçtiğimiz günlerde 35 kişilik yabancı bir turist grubunu ağırladığını belirten Saraç, hizmet anlayışını şu ifadelerle dile getirdi:
"Burayı o kadar beğendiler ki onları çok güzel ağırladık. Çift demlik çay yaptım. Gönüllerince ağırladık, memnun ettik. Mesele sırf para değil, o insanları memnun edebilmek. Para ikinci ve üçüncü planda gelir."
Yayla yaşamına olan bağlılığını vurgulayan Murat Saraç, sözlerini şöyle tamamladı:
"Allah nasip ederse son nefesime kadar buraya geleceğim. Burada bu altı ay bana altı hafta gelir, aşağıda altı ay altı sene gelir. Buraya o kadar alıştım.”
