Temiz enerji yarışında Afrika'nın kritik mineral gücü

Afrika, kobalt ve lityum gibi elementlerle küresel enerji dönüşümünün merkezinde. Kıta, zengin rezervleriyle yatırımcıların yeni gözdesi oldu.

Stratejik madenlerde dünya liderliği

Küresel çapta temiz enerjiye geçiş süreci hızlanırken, Afrika kıtası sahip olduğu kritik maden yataklarıyla stratejik bir konuma yükseldi. Dünya Bankası tarafından yayımlanan güncel verilere göre, kıtada kayıtlara geçmiş 1888 önemli maden sahası bulunuyor. Bu sahaların bir kısmı halihazırda işletilirken, büyük bir bölümü de geliştirme aşamasında yer alıyor.

Rezerv dağılımı açısından incelendiğinde Afrika, platin grubu elementlerinin yüzde 76'sına ve elmas rezervlerinin yüzde 46,9'una ev sahipliği yaparak dünya liderliğini elinde tutuyor. Kıta ayrıca elektrikli araç bataryaları ve teknolojik üretimde hayati önem taşıyan kobaltın yarısından fazlasını, manganez ve grafit gibi kaynakların da önemli bir kısmını barındırıyor.

Yatırımcıların yeni rotası yeşil enerji

Maden sektöründeki küresel eğilimler, doğrudan yabancı yatırımların yönünü de değiştirdi. Geçmiş yıllarda daha çok altın ve elmas gibi geleneksel madenlere odaklanan sermaye, son dönemde lityum, bakır ve nikel gibi yeşil dönüşüm minerallerine kaydı. Maden arama faaliyetlerinde Kanada ve Avustralya gibi ülkeler başı çekerken, Çin ise işletme aşamasındaki projelere yaptığı milyar dolarlık yatırımlarla özellikle kobalt ve lityum üretiminde söz sahibi oldu.

Doğal kaynak ve tarım potansiyeli

Afrika, yeraltı zenginliklerinin yanı sıra coğrafi çeşitliliğiyle de dikkat çekiyor. Topraklarının yaklaşık yüzde 21'i ormanlarla kaplı olan kıta, kereste ve orman ürünleri ihracatında önemli bir paya sahip. İklim çeşitliliği sayesinde tropikal meyvelerden tahıl ürünlerine kadar geniş bir tarım yelpazesi sunan Afrika'da, balıkçılık sektörü de yıllık 24 milyar dolarlık ekonomik büyüklüğüyle kıta ekonomisine ciddi katkı sağlıyor.


 

İLGİLİ HABERLER