Türkiye'nin kredi risk primi 2018'den bu yana en düşük seviyede

Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi 233 baz puana gerileyerek 7,5 yılın dibini gördü. Ekonomi yönetiminin adımları ve rezerv artışı düşüşte etkili oldu.

Ekonomide güven ortamı risk primini düşürdü

Ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele kapsamında hayata geçirdiği kararlı politikalar, piyasa göstergelerine olumlu yansımaya devam ediyor. Türkiye ekonomisinin 21 çeyrektir süren kesintisiz büyüme performansı ve enflasyondaki düşüş eğilimi, yatırımcı algısını güçlendirdi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz indirim süreci ve toplam rezervlerin ekim ayında 198,4 milyar dolar ile tarihi zirveye ulaşması, yurt içi piyasalarda risk iştahını artıran temel unsurlar arasında yer aldı.

Yabancı yatırımcının ilgisi artıyor

Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarındaki çözülme sürerken, yabancı yatırımcıların Türk lirası varlıklara olan talebinde artış gözlemlendi. Bu gelişmeler ışığında Türkiye'nin borçlanma maliyetlerinde belirgin bir iyileşme yaşandı. Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS), 233 baz puana gerileyerek Mayıs 2018'den bu yana kaydedilen en düşük seviyeye indi. Öte yandan cari işlemler hesabı da eylül ayında 1 milyar 112 milyon dolar fazla vererek pozitif seyrini üçüncü aya taşıdı.

Merkez bankasından sadeleşme adımları

Piyasalardaki bu olumlu hava sürerken TCMB, zorunlu karşılık uygulamasında sadeleşmeye gitti. Yapılan düzenlemeyle döviz ve altın hesapları arasındaki oran farklılıkları giderilirken, kredi büyümesi sınırlamasının süresi bir yıl daha uzatıldı. Ayrıca finansman şirketlerinin yurt içi bankalara olan yükümlülükleri zorunlu karşılık kapsamından çıkarıldı.

Uzman görüşü: Tahvil alımları risk primini baskıladı

Piyasalardaki son durumu değerlendiren Pariterium Danışmanlık Kurucusu Dr. İsmet Demirkol, TCMB'nin politikalarının güven tesis ettiğini vurguladı.

Demirkol, konuya ilişkin şunları kaydetti:

"Merkez Bankasının sıkı para politikası ve rezervlerle ilgili olarak verdiği güven mesajı ile enflasyondaki yavaşlama sebebiyle yabancılar tarafından tahvil alımları arttı."

Rezervlerdeki artışın önemine değinen Demirkol, şunları ekledi:

"Özellikle Merkez Bankası rezevlerinin son dönemde çok yükselmesi ve yabancıların tahvil alımlarını artırmasının önümüzdeki süreçte olası kur riskini azalmasının da CDS’teki düşüş eğilimini destekledi."


 

İLGİLİ HABERLER