Kamuoyunda “örtülü af” ya da “ceza indirimi” iddialarıyla tartışılan 11. Yargı Paketi’ne ilişkin Adalet Bakanlığından dikkat çeken açıklamalar geldi. Bakanlık yetkilisi, düzenlemenin bir af olmadığını vurgulayarak, infaz sisteminde eşitliği sağlamaya yönelik bir adım olduğunu belirtti.
“Bu düzenleme bir af değil, infaz düzenlemesidir”
Kamuoyunda sıklıkla “örtülü af” ya da “ceza indirimi” olarak tartışılan 11. Yargı Paketi’nin hukuki niteliği tam olarak nedir? Bu düzenlemeyi bir af yasasından ziyade, ceza adaleti sistemini güçlendirmeyi amaçlayan bir “infaz rejimi iyileştirmesi” olarak tanımlamak mümkün mü?
“Öncelikle belirtilmesi gerekir ki, Covid-19 düzenlemesi asla bir af değildir. Bu yöndeki söylemler gerçeği yansıtmamaktadır. Yapılması öngörülen bu düzenleme, bir infaz düzenlemesidir.”
“Eşitlik ilkesi adalet sistemimizin temel taşlarından biridir. Hepinizin bildiği üzere 2020 yılında başlayan pandemi nedeniyle ceza infaz kurumlarında oluşabilecek risklere karşı tedbirler alınmış ve bazı infaz düzenlemeleri yapılmıştır.”
“Yine 2023 yılında İnfaz Kanununda yapılan düzenlemeyle, 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülere daha erken açığa ve denetimli serbestliğe ayrılma bakımından bazı imkânlar tanınmıştır.”
“Halk arasında Covid-19 düzenlemesi olarak bilinen bu düzenlemenin eşitsizliğe neden olduğu yönünde görüşler ileri sürülmüştür. Şöyle ki aynı tarihte işlenmiş olsa bile yargılamanın hızlı yapılması sonucunda cezası kesinleşerek ceza infaz kurumuna giren kişilerle, yargılamasının bitmemesi nedeniyle ceza infaz kurumuna girmeyen hükümlüler arasında bir eşitsizlik doğduğu belirtilmektedir.”
“Tüm bu görüşler dikkate alınarak 11. Yargı Paketiyle infaz adaletini sağlama adına COVID-19 düzenlemesinin kapsamının genişletilmesi öngörülmektedir.
Düzenlemeyle, 31/7/2023 tarihi itibarıyla kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin yararlanabildiği daha erken açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve/veya denetimli serbestliğe ayrılma düzenlemesinden 31/7/2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle hükümlü olanların yararlanabilmesi sağlanmaktadır.”
“Buna göre, 31/7/2023 tarihi ve öncesinde işlenen suçlar nedeniyle;
• 3 yıl daha erken açık ceza infaz kurumuna ayrılabilme,
• 3 yıl daha erken denetimli serbestliğe ayrılabilme,
imkânı tanınmaktadır.”
“Böylelikle, aynı veya daha önceki tarihte işlenmiş suçlar dolayısıyla yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar bakımından hükümlüden kaynaklanmayan nedenlerle meydana gelen gecikmelerin sonucundan hükümlünün olumsuz etkilenmemesi ve infaz adaletinin sağlanması amaçlanmaktadır.”
Yetkili, bazı suçların ise kapsam dışında tutulduğunu vurguladı. Buna göre;
“üstsoy veya altsoydan birine, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı kasten öldürme,
çocuğa ya da kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme,
kadına karşı kasten öldürme,
cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar,
terör suçları ve örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar
bu düzenlemeden faydalanamayacak.”
“Amaç infaz adaletinin sağlanmasıdır”
Düzenlemede, 31 Temmuz 2023 öncesine ilişkin getirilen 3 yıllık erken denetimli serbestlik imkanı, Covid-19 süreciyle başlayan infaz politikalarının bir devamı olarak mı görülmeli? Bu uygulamanın cezanın infazında eşitlik ve kamu vicdanı açısından doğurabileceği etkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Düzenleme, infaz adaletinin sağlanmasını amaçlanmaktadır. Aynı veya daha önceki tarihte işlenmiş suçlar dolayısıyla yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar bakımından hükümlüden kaynaklanmayan nedenlerle meydana gelen gecikmelerin sonucundan hükümlünün olumsuz etkilenmemesi sağlanmaktadır.”
“Tahliyeler iyi hâl değerlendirmesi sonrası yapılacak”
Paketin yılbaşından önce yasalaşması beklenirken, tahliyelerin hemen gerçekleşmeyeceği ifade ediliyor. Cezaevlerindeki idari altyapı ile gözlem ve idare kurullarının rolü dikkate alındığında, yasalaşma sonrasında fiili uygulamanın hangi aşamalardan geçerek ne zaman hayata geçmesi öngörülüyor?
“2020 yılı Mart ayında kabul edilen 7242 sayılı Kanunla İnfaz Kanununun 89 uncu maddesinde bir takım düzenlemeler yapılmıştır.”
“İnfaz Kanununun 48. maddesinde disiplin cezalarının tamamı infaz edilip kaldırılmadıkça koşullu salıverilme işleminin yapılmayacağı,
89. maddesinde ise hükümlülerin, ceza infaz kurumlarında bulundukları tüm aşamalarda, iyi hâl değerlendirmesine tabi tutulacağı hüküm altına alınmıştır.”
“Bu değişiklikler 01/01/2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Değişiklikle, hükümlülerin otomatik koşullu salıverilme uygulamasına son verilmiş ve ceza infaz kurumlarında iyileştirilmelerine yönelik ilave yükümlülükler getirilmiştir.”
“Dolayısıyla, düzenlemenin Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilerek yasalaşması ve Resmi Gazete’de yayımlanması akabinde ilgili işlemler ivedilikle gerçekleştirilecektir. İyi halli olan, toplum açısından tehlikeliliği bulunmayan ve düzenleme kapsamında olan hükümlülerin tahliye işlemleri gecikmeksizin gerçekleştirilecektir.”
“Suça sürüklenen çocuklar için ayrı ve kapsamlı çalışma yürütülüyor”
Suça sürüklenen çocuklara ilişkin düzenlemenin 11. Yargı Paketi’nden çıkarılarak 12. Yargı Paketi’ne bırakıldığı yönünde iddialar bulunuyor. Bu iddialar doğru mu?
“11. Yargı Paketinde suç örgütleriyle mücadele bakımından önemli düzenlemeler öngörülmektedir. Bu kapsamda Türk Ceza Kanununun 220’nci maddesinde yapılan düzenlemeyle, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda çocukların araç olarak kullanılması halinde, örgüt yöneticilerine verilecek cezanın yarısından bir katına kadar artırılacağı kabul edilmektedir.”
"Ayrıca, örgüt kurmak, yönetmek ve örgüte üye olmak suçlarının hapis cezalarının alt ve üst sınırları artırılmaktadır. Bu düzenlemeler suç örgütleriyle mücadele bakımından çok değerlidir.”
Diğer yandan, Meclis bünyesinde kurulan “Suça Sürüklenen Çocuklara İlişkin Araştırma Komisyonu”nun kapsamlı bir çalışma yürüttüğünü belirten yetkili, komisyon raporu doğrultusunda kalıcı ve bütüncül çözümler üretileceğini vurguladı.
Komisyon çalışmalarına Adalet Bakanlığı olarak her türlü desteğin verileceği belirtilirken, suça sürüklenen çocuklara ilişkin sorunun ülke gündeminden kalıcı olarak çıkarılmasının hedeflendiği ifade edildi.