Bakan Güler: “Türkiye ve ABD bu sorunlarını çözecektir”

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, terörle mücadeleden savunma sanayii projelerine, sınır güvenliğinden yeni askerlik modeli önerilerine kadar gündemdeki kritik başlıkları değerlendirdi.

Suriye’de ferdi entegrasyon vurgusu

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, yıllık değerlendirme toplantısında Suriye’deki güncel gelişmeleri ve terörle mücadele stratejilerini paylaştı. Suriye hükümetinin kucaklayıcı adımlarını izlediklerini belirten Güler, SDG’nin Suriye ordusuna katılımı konusundaki kırmızı çizgileri şu sözlerle ifade etti:

"Suriyeli yöneticilerle yaptığımız görüşmelerde SDG’nin entegrasyonuna yönelik tutumu görüyoruz. Bizim her türlü gelişmeye karşı planlarımız hazırdır. SDG bir birlik halinde entegrasyondan bahsediyor ancak bu kabul edilemez. Mutlak surette Suriye ordusuna ferdi olarak entegre olmaları lazım. Bu konudan geri adım atmamız söz konusu değildir."

Suriye ordusuna eğitim desteği verilebileceğini kaydeden Bakan Güler, Azerbaycan modelini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:

"Daha önce ben Suriye’yi ziyaret ettim. Geçtiğimiz haftalarda da Genelkurmay Başkanımız ve Kara Kuvvetleri Komutanımız da Suriye’ye gitti. Gittiğimiz zaman onlar daha iyiye, daha güzele nasıl gidebilir bunu görüşüyoruz. Azerbaycan’a, Libya’ya ve Somali’ye eğitim desteğini nasıl sağladıysak aynısını onlara da sağlayabiliriz. Eğitimlerine Türkiye’de başladık ve devam ediyoruz. Suriye’nin terörle mücadelesine yardımcı olmamız gerektiğini düşünüyoruz ve çalışmalarımızı da bu yönde sürdürüyoruz."

Terörsüz Türkiye süreci ve bölgesel tehditler

Terörün tamamen bitirilmesi noktasında devletin kararlılığını vurgulayan Güler, sürece dair şu değerlendirmeyi yaptı:

"40 yıldır terörle mücadele eden ülkemiz için Terörsüz Türkiye süreci bir fırsattır. Yapılmakta olan faaliyetleri de akılcı buluyoruz ve sürecin bizim istediğimiz gibi sonuçlanması için elimizden gelen gayreti gösteriyor, göstermeye de devam edeceğiz. TSK olarak biz PKK’yı tam bitirdiğimiz anda terör örgütü de “Terörsüz Türkiye” sürecine uyacağını açıkladı. Yani biz başarılı operasyonların ardından terör örgütünü silah bırakma evresine getirerek hedefimize ulaştık. Biz şimdi Terörsüz Türkiye hedefine başarıyla ulaşarak kardeşliğimizin sürekli olmasını istiyoruz. Vatandaşlarımızın şundan emin olması gerekir; TSK, Bakanlığımız, devletimizin ilgili birimleri bu süreçte ne olup bittiğinin farkındadır. Geçmişte terörle mücadelede sarf ettiğimiz dikkati aynı hassasiyetle bugün de terörsüz Türkiye sürecinde sarf ediyoruz. Süreç terör örgütünün istediği şekilde değil, devletimizin belirlediği ve istediği şekilde devam edecek."

Karadeniz'de düşürülen hava aracına dair ise şu ayrıntıları paylaştı:

"15 Aralık tarihinde F-16’larımız tarafından vurularak düşürülen İHA, tespit edilmesi zor bir hava aracı. Tespit eden arkadaşlara da teşekkür etmek istiyorum. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Karadeniz’de İHA ve insansız deniz araçları (İDA) yoğun olarak kullanılıyor. Bizim vurduğumuz İHA da kontrolden çıkmış bir hava aracıydı. F-16’larımız tarafından takip edilerek meskun mahallerin uzağında en uygun ve en emniyetli yerde hava-hava füzesiyle vuruldu. Füzeyle vurulduğu için paramparça oldu. Enkazını arama çalışmaları devam ediyor. Enkaz bulunduğunda yapılacak inceleme sonucunda kamuoyunu bilgilendireceğiz."

Karadeniz’deki seyrüsefer güvenliğine dair alınan tedbirleri anlatan Güler, şu ifadeleri kullandı:

"Rusya-Ukrayna arasında devam eden savaşta İHA ve İDA’lar karşılıklı olarak yoğun şekilde kullanılıyor. Bu durum bölgede hem ticaret gemileri, hem yolcu uçakları için büyük tehlike oluşturuyor. 15 Aralık’ta vurarak düşürdüğümüz İHA olayında da hava trafiği için de hemen tedbir aldık. O güzergâhtaki uçakları en yakın havalimanlarına yönlendirerek emniyetli şekilde inmelerini sağladık. Uçaklarımızın güvenliğini sağladıktan sonra İHA’yı vurarak düşürdük. Daha sonra sivil hava trafiğinin güvenli şekilde devam etmesini sağladık. Karadeniz’de kritik su üstü ve sualtı tesislerimizi korumak için de gerekli tedbirleri alıyoruz. Sondaj gemilerimiz hayati önemi haiz. Rotasını şaşıran veya kontrolden çıkan İDA’lara karşı veya su altından gelebilecek tehditlere karşı geliştirdiğimiz ve uyguladığımız tedbirlerimiz var."

Eurofighter tedariki ve ABD ilişkileri

Hava kuvvetlerinin modernize edilmesi kapsamında Eurofighter ve F-16 süreçlerine değinen Bakan Güler, takvimi şu sözlerle açıkladı:

"Biz İngiltere ile yaptığımız anlaşma ile 20 tane yeni üretim Eurofighter uçağını satın alıyoruz. Üretilecek Eurofighter uçakları 2030’da 6 tane, 2031’de 8 tane, 2032’de de 6 tane olacak şekilde envantere girecek. Ayrıca hem Katar hem de Umman ile Eurofighter uçağı tedariki görüşmelerimiz olumlu şekilde devam ediyor. Katar’dan alacağımız Eurofighterlar, çok az uçuşu olan hazır uçaklar. Katarlı kardeşlerimiz çok büyük anlayış gösteriyorlar. Bu uçakları Katar’daki mühimmat ve malzemeleri ile birlikte alacağız. Umman’dan alacağımız uçaklar da az uçuş yapmış uçaklar. Hangarlarda duruyorlar. Umman’dan tedarik edilecek uçakların AESA radarı, METEOR atma kabiliyeti ile güncel aviyonik sistemlerle modernize edilmesi gerekiyor. Modernizasyonun 12 uçak için 2028 yılında tamamlanmasını bekliyoruz.”

CAATSA yaptırımları ve F-35 konusundaki gelişmeleri değerlendiren Güler, şu açıklamada bulundu:

"ABD Başkanı Trump’ın CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasını Senato’ya getirmek için girişimde bulunduğunu ve ABD’li yetkililerin de bu konuda çalıştığını biliyoruz. F-16 tedariki konusunda bir sorun görmüyoruz. Bizim tabi ki önceliğimiz F-35’lerde olacak. İsrail ve Yunanistan’ın bu uçakların bize verilmemesi için lobi yaptıklarını biliyoruz. Biz de CAATSA yaptırımlarının kaldırılması için kendi çalışmalarımızı yapmaya devam ediyoruz. Türkiye ve ABD bu sorunlarını çözecektir."

Son olarak "Aile Yılı" kapsamında planlanan yeni askerlik düzenlemelerine değinen Bakan Güler, şu açıklamalarda bulundu:

"Malumunuz olduğu üzere bu yıl Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Aile Yılı olarak ilan edildi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın sorumluluğunda devam eden bu konuyla ilgili Milli Savunma Bakanlığı olarak biz de neler yapabiliriz diye çalışıyoruz. Bu konuda hazırladığımız bir takım görüş ve önerileri önümüzdeki dönemde paylaşacağız. Örneğin, 3 çocuğu olan bir ailenin bir çocuğunun, 4 çocuğu olan bir ailenin 2 çocuğunun istediği yerde askerliğini yapabilmesi gibi düşüncelerimiz var.”

İLGİLİ HABERLER