ABD Başkanı Donald Trump'ın zirveye lider düzeyinde katılmama kararı, dönem başkanlığının devri sırasında gerginlik yaratarak devir teslim krizine yol açtı. Bütün dünya basını tarafından ilgiyle takip edilen zirve, küresel siyasi kutuplaşmanın G20 platformuna da yansıdığını gösterdi.
ABD “boykot” sever
ABD Başkanı Donald Trump, Güney Afrika’daki zirveye bizzat katılmama kararı alarak zirveyi fiilen boykot etti. Trump, kararının ana gerekçesi olarak, Güney Afrika'da beyaz azınlığa yönelik olduğu iddia edilen "ırk temelli ayrımcılık" ve şiddet olaylarını gösterdi ve ülkenin G20 üyeliğini sorguladığını gösteren söylemlerde bulundu.
Stratejistler, zirvenin sonuç bildirisinde yer almaları beklenen iklim değişikliği ve yenilenebilir enerji gibi konularda, ABD'nin karşıt görüşlerde olmasının da bu fiili boykot kararında etkili olduğunu belirtti.
Washington yönetimi, oturumlara katılmama kararına rağmen, zirve sonunda dönem başkanlığının sembolik olarak Güney Afrika'dan ABD'ye devredileceği tören için Pretorya Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Marc D. Dillard başkanlığında küçük bir heyeti görevlendirdi.
Devir teslim edilemedi: Tokmak krizi
Zirve sonunda geçrekleştirilmesi gereken devir teslim töreninde, ABD’nin kararından kaynaklı bir kriz yaşandı. ABD Başkanı veya Başkan Yardımcısı seviyesinde üst düzey bir yetkili bulunmadığı için Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, gelenekselleşmiş olan tokmağı devretme törenini yapmayı reddetti.
Ramaphosa, dönem başkanlığının devri için ABD'nin daha yüksek bir temsiliyet düzeyinde olması gerektiğini belirtti. Bu durum, ABD ile Güney Afrika arasındaki gerilimin tırmanmasına sebep oldu. Trump yönetimi, bu ret kararı üzerine Güney Afrika'yı bir sonraki (2026) G20 Zirvesi'ne davet etmemekle tehtid etti.
Putin, tutuklanmak istemedi
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Güney Afrika'daki zirveye lider düzeyinde katılmama kararı aldı. Putin'in yerine ülkeyi Devlet Başkanlığı İdaresi Başkan Yardımcısı Maksim Oreşkin temsil etti. Bu kararın temel nedeni, Güney Afrika'nın Uluslararası Ceza Mahkemesi(UCM) üyesi olması ve UCM'nin Ukrayna’daki savaş suçları nedeniyle Putin hakkında verdiği yakalama kararıydı.
Putin’in Güney Afrika'ya seyahat etmesi durumunda hukuki olarak tutuklanma riski bulunuyordu. Putin, bu riski ortadan kaldırmak için zirveye üst düzey bir bürokratını göndererek hem G20'deki varlığını sürdürdü hem de yasal yükümlülüklerden kaçındı.
Çin: “Korunan gelenek”
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de 2025 Güney Afrika G20 Zirvesi'ne katılmama kararı alarak, ülkesini Başbakan Li Çiang'ın temsil etmesini sağladı. Bu durum, Şi'nin 2023 Hindistan Zirvesi'ndeki lider düzeyinde katılmama tutumunu sürdürme niyetinde olduğunu gösterdi.
Çin'in bu kararı almasında, Batı bloku ile yaşanan jeopolitik gerilimler ve zirve ortamının, Çin'in ulusal öncelikleri ile çatışan konulara odaklanması etkili oldu. Başbakan Li Çiang, zirvede serbest ticaretin ve çok taraflılığın önemini vurgulayarak, Çin'in özellikle Afrika'daki kalkınma çabalarına olan desteğini ve Küresel Güney ile dayanışmasını ön plana çıkardı.