Küresel devler liginde 5 Türk şirketi
Türk savunma ve havacılık sanayisi, 2025 yılını küresel pazardaki konumunu tescilleyen tarihi başarılarla geride bıraktı. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) tarafından yayımlanan ve sektörün "Şampiyonlar Ligi" olarak kabul edilen en büyük 100 şirket listesinde, bu yıl Türkiye 5 firma ile temsil edildi.
ASELSAN 47, TUSAŞ 65, Baykar 73 ve Roketsan 87’nci sıradan listeye girerken; Makine ve Kimya Endüstrisi AŞ (MKE) 93’üncü sıradan ilk kez listeye dahil oldu. Türk şirketlerinin toplam gelirleri bir önceki yıla kıyasla yüzde 11 artışla 10,1 milyar dolara ulaşırken, MKE’nin listeye girişi, Türkiye'nin sadece platform değil, mühimmat ve hammadde üretiminde de stratejik olgunluğa eriştiğini kanıtladı.

İhracatta tarihi zirve ve stratejik genişleme
Sektörün finansal büyüklüğü, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün’ün açıkladığı verilerle somutlaştı. 2024 yılında 7,1 milyar dolar olan ihracat hacmi, 2025’te 8,5 milyar dolara ulaşarak tüm zamanların rekorunu kırdı. Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın paylaştığı verilere göre ise sektör, 3.500 firma ve 100 bine yakın çalışanla dev bir endüstriyel ekosisteme dönüştü. İthalatçı konumdan ihracatçı konuma evrilen Türkiye, yerlilik oranını yüzde 80’in üzerine taşıyarak dışa bağımlılığı minimize etti.
Bu büyüme sadece ürün satışı ile sınırlı kalmadı. Türk firmaları, küresel pazarda şirket satın almaları ve ortak girişimlerle derinleşti. Baykar, İtalyan havacılık devi Piaggio Aerospace'i satın alarak ve Leonardo ile LBA Systems ortak girişimini kurarak Avrupa’daki üretim kabiliyetini artırdı. TUSAŞ ise İspanya ile HÜRJET, Endonezya ile 5. nesil savaş uçağı KAAN için milyar dolarlık stratejik işbirliği anlaşmalarına imza attı.

Sahada oyun değiştiren teknolojiler
Teknolojik bağımsızlık vizyonu, 2025 yılında sahada kanıtlanmış sistemlerle perçinlendi. Bayraktar KIZILELMA, yerli mühimmat GÖKDOĞAN ile görüş ötesi hedefleri vurarak insansız hava harbi tarihinde yeni bir sayfa açtı. TCG Anadolu gemisinde operasyonel yetkinliğini kanıtlayan Bayraktar TB3 ve Türkiye'nin ilk hipersonik füzesi TAYFUN Blok-4, caydırıcılık gücünü artıran kritik unsurlar oldu. Ayrıca "Çelik Kubbe" hava savunma sistemi için imzalanan 6,5 milyar dolarlık sözleşme ve envantere giren yeni nesil mühimmatlar (GAZAP, NEB-2 Ghost), Türk mühendisliğinin ulaştığı seviyeyi gözler önüne serdi.

Gelecek vizyonu: Kalıcı tedarikçi ve stratejik özerklik
Sektördeki bu ivmenin 2026 ve sonrasında, yeni nesil platformların envantere girmesi ve uluslararası ortak üretim modellerinin yaygınlaşmasıyla artarak devam etmesi bekleniyor. Özellikle insansız sistemler ve akıllı mühimmatlardaki pazar hakimiyetinin, uzun vadeli ihracat sözleşmeleriyle kalıcı hale gelmesi hedefleniyor. Küresel jeopolitik gerilimlerin savunma harcamalarını rekor seviyeye çıkardığı bir dönemde, Türkiye’nin maliyet-etkin ve sahada rüştünü ispatlamış çözümleri, ülkeyi küresel tedarik zincirinin vazgeçilmez bir halkası konumuna taşıyor. Gelinen nokta, Türkiye’nin savunma sanayisindeki "stratejik özerklik" hedefinin, ekonomik kalkınma ve diplomatik güçle bütünleşen sürdürülebilir bir milli başarı hikayesine dönüştüğünü gösteriyor.