Diplomasız öğretmenden finans devine
Jeffrey Epstein’in yükselişi, 1974 yılında, New York’un en prestijli kurumlarından Dalton Okulu’nda matematik ve fizik öğretmenliği yapmasıyla başladı. Üniversite diploması dahi olmamasına rağmen bu göreve nasıl geldiği o dönemde de büyük bir soru işaretiydi. Ardından Epstein’in rotası kısa sürede finans dünyasına kırıldı.
1976’da finans dünyasına adım atan Epstein, kısa sürede Bear Stearns gibi bankacılık ve finans devleri bünyesinde görev alarak yükseldi. 1980’lerin sonunda ise Steven Hoffenberg ile ortaklık kurarak Towers Financial isimli şirkette çalışmaya başladı. Bu şirket, ABD tarihinin en büyük saadet zinciri şemalarından birini yürüterek yatırımcıları 450 milyon dolardan fazla dolandırdı. Hoffenberg hapse girerken, Epstein’in bu süreçten "yara almadan" kurtulması, onun arkasındaki görünmez elin ilk işareti olarak yorumlandı.
2008 skandalı: Hapis mi, tatil mi?
Epstein hakkındaki ilk ciddi çocuk istismarı suçlamaları 2005 yılında Florida’da patlak verdi. Dönemin Palm Beach Polis Şefi, onlarca reşit olmayan mağdur tespit etse de dönemin federal savcısı Alexander Acosta ile Epstein arasında 2008 yılında imzalanan "gizli anlaşma" hukuk tarihine kara bir leke olarak geçti.
Dönemin federal savcısı Acosta, Epstein ile gizli bir anlaşma yaparak suçlamaları hafifletti. Hafifletme sonucu Epstein’e verilen 18 aylık ceza 13 aya düşürüldü. Cezası süresince Epstein’e, haftanın 6 günü 12 saat boyunca "çalışmak" için hapishaneden çıkıp kendi ofisine gitme izni verildi. Bu koşullarda Epstein, neredeyse sadece uyumak için hapishaneye gidiyordu.
2019: Şüpheli ölüm ve cevapsız sorular
Epstein’in kurduğu istismar ve fuhuş ağına pek çok ünlü ve siyasi ismin de dahil olduğu iddia edildi. Epstein’in dolandırıcılıkla kazandığı paralarla aldığı Karayipler’de bulunan adasını, tamamen kurduğu bu ağ için kullandığı ve “Lolita Express” takma adını verdiği uçağıyla “sunduğu hizmetten” faydalanmak isteyen diplomat ve ünlüleri adasına taşıdığı öğrenildi.
En küçüğü 14 yaşında ve paraya ihtiyacı olan kız çocuklarını, sadece masaj yapacaksın ve karşılığında para alacaksın vaadiyle kandıran Epstein, zamanla kurban sayısını artırdı. Masaj yapacağını zannederek adadaki malikaneye getirilen çocuklar, sonrasında kendinden istenenlerden rahatsız olsa da karşı koymalarına izin verilmiyordu. Epstein zamanla sayısını artırdığı kurbanlarını işkence ve taciz yoluyla, adadaki malikanesinde siyaset ve sanat dünyasından ünlü isimlere sunuyordu.
Epstein 2019 yılında bu fuhuş ağının, kurbanların ifadeleriyle açığa çıkmasıyla tekrar tutuklandı ve bu sefer arkasında anlaşma yapabileceği bir savcı yoktu. Epstein suçlamalar hakkında konuşmak ve gerçekleri anlatmak zorundaydı.
Temmuz 2019’da New York’ta tekrar tutuklanan Epstein’in hücresinde ölü bulunması, dosyanın kapanmasına değil, daha da büyümesine neden oldu. Epstein’in ölümünden önceki gün hücre arkadaşının başka bir hücreye sevk edilmesi, gardiyanların uyuyakalmış olması, kameraların bozulması ve boynundaki kemik kırıklarının cinayet şüphesi uyandırması; olayın bir intihardan ziyade "susturulma" olduğu yönündeki iddiaları güçlendirdi. İddialara göre Epstein, bu fuhuş ağına dahil olmuş ve kariyerlerinin lekelenmemesini isteyen bazı güçlü diplomatlar tarafından susturulmuştu.
Günümüz: Trump, Musk ve "tam şeffaflık" savaşları
2025 itibarıyla Epstein dosyası, hukuki bir soruşturmanın ötesine geçmiş durumda. ABD iç siyasetinde dosyanın tamamen açılması, ciddi bir güç mücadelesine dönüştü.
Donald Trump, 2024 seçim sürecinde Epstein dosyalarının tamamını açıklama vaadinde bulunmuştu. Ancak göreve geldikten sonra yalnızca sınırlı sayıda belgenin yayınlanması ve bazı kısımların “ulusal güvenlik” gerekçesiyle sansürlenmesi, kendi tabanında bile tepkiyle karşılandı.
Bu süreçte Elon Musk da devreye girdi. X üzerinden yaptığı paylaşımlarla Trump’a verdiği sözleri hatırlatan Musk, Temmuz 2025’te duyurduğu “Amerikan Partisi”nin temel hedeflerinden birinin Epstein dosyalarının eksiksiz şekilde ifşa edilmesi olacağını açıkladı. Musk’ın, Trump’ın isminin de dosyalarda geçtiğine dair imalı paylaşımlar yapıp ardından bunları silmesi, Washington kulislerinde tansiyonu daha da yükseltti.

- “Şimdi asıl büyük bombayı patlatma zamanı: @realDonaldTrump, Epstein dosyalarında yer alıyor. Bu dosyaların kamuoyuna açıklanmamasının gerçek nedeni bu. İyi günler, DJT!”
- “Bu gönderiyi ileride okumak için kaydedin. Gerçek ortaya çıkacak.”
Demokratlar vs. Cumhuriyetçiler: Oylama krizi
Günümüzde Epstein dosyalarıyla ilgili yaşanan en dikkat çekici gelişmelerden biri de, ABD Kongresi’nde dosyanın tamamen açılması için yapılan oylamalarda yaşanan ilginç kutuplaşma oldu.
Demokratlar, Epstein’in Trump ile geçmişteki komşuluk ve sosyal ilişkilerini kaşımak için tam ifşayı destekliyor gibi görünse de, Bill Clinton’ın isminin de dosyada olması sebebiyle temkinli hareket ediyorlar. Cumhuriyetçilerde ise bir kesim "derin devleti" temizlemek için ifşayı savunurken, diğer kesim Trump’ın zarar görmesinden endişe ediyor.
Jeffrey Epstein dosyası, 2025 yılı itibarıyla küresel elitler üzerinde sallanan en büyük kılıçlardan biri olmaya devam ediyor. Dosyaların neden tam olarak açıklanmadığı sorusu ise giderek daha net bir yanıt buluyor: Bu mesele artık yalnızca adaletle değil, sistem içi güç dengeleriyle ilgili.