Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar:
Geçmişte yaşanan dünya savaşları ve soykırımları hatırlatan Cumhurbaşkanı, günümüzdeki uluslararası güvenlik mimarisinin iflas ettiğini belirtti. Özellikle Gazze'deki yıkımı ve sivil kayıpları istatistiklerle ortaya koyan Erdoğan, küresel kurumların sessizliğini sert bir dille eleştirdi:
"Bakınız geçtiğimiz yüzyılın ilk yarısında 20 yıl arayla milyonlarca insanın hayatını kaybettiği iki dünya savaşı yaşanmıştı. Holokost, yine bu dönemde büyük bir barbarlık ve vahşet örneği olarak insanlığın ortak hafızasında derin izler bırakmıştı.”
“Demokrasi ve insan hakları havarisi kesilenlerin hiçbirinin sesi çıkmadı”
“Komşumuz Suriye’de 600 binden fazla Suriyeli, Baas rejiminin ve terör örgütlerinin saldırılarında şehit oldu. Sednaya gibi işkence merkezlerinde yüz binler eziyet gördü, milyonlarca Suriyeli ülkesini terk etti. 13,5 yıl boyunca katliam devam ederken, 13,5 yıl boyunca sivillerin tepesine varil bombaları yağarken, vicdan sahibi bir avuç ülke dışında, demokrasi ve insan hakları havarisi kesilenlerin hiçbirinin sesi çıkmadı. Sınır hatlarından yansıyan insanlık dışı görüntüleri hiçbirimiz unutmadık. Şişlerle delinen, batırılan, ülkemize doğru itilen botları unutmadık. Avrupa başkentlerinde kaybolan binlerce Suriyeli çocuğu unutmadık. Popülist siyasetçilerin ve medyanın kışkırttığı ırkçı saldırıları unutmadık.”
“On binlerce çocuk, enkazlar arasında Gazze’de hayata tutunmaya çalışıyor”
“Aynı şekilde Gazze’de 70 binin üzerinde Filistinli kardeşimiz öldürüldü. 170 binin üzerinde de yaralı var. Yıkıntıların altında ne kadar cenaze olduğunu kimse bilmiyor. Şu anda pek çok anne, pek çok eş; çocuk, annelerini, babalarını, eşlerini arıyor ya da onların akıbetlerine ilişkin haber almayı bekliyor. Sadece annesini, babasını, kardeşini değil; evini, okulunu kaybetmiş on binlerce çocuk, soykırımın canlı tanıkları olarak bugün enkazlar arasında Gazze’de hayata tutunmaya çalışıyor.”
“Suriye'nin önünde tarihi bir fırsat kapısı aralandı”
Bölgesel gelişmeleri ele alan Erdoğan, Gazze'deki ateşkes süreci ve Suriye'deki rejim değişikliği sonrası oluşan yeni tabloyu değerlendirdi:
"Ne yapıyorsak bunun için yapıyoruz. Amerikan Başkanı Sayın Trump’la New York’ta yaptığımız toplantı sonrası başlayan süreç, 10 Ekim’de ateşkes mutabakatıyla neticelendi. İsrail’in artan ihlallerine rağmen Hamas’ın serinkanlı tutumu sayesinde ateşkes büyük ölçüde korunuyor. Çeşitli kısıtlamalara karşın, insani yardım sevkiyatı peyderpey ilerliyor. 103 bin tonu aşan insani yardımla burada da farkımızı ortaya koyuyoruz. Bu aşamada önceliğimiz; ateşkesin kalıcı olması ve insani yardımların Gazze’ye engelsiz ulaştırılmasıdır. Gazze’nin yeniden inşasına da bir an önce başlanmalıdır. Bu amaçla temaslarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz.”
“Her zaman söylüyorum; biz 1000 yıldır buradayız, beraberiz, komşuyuz. İnşallah kıyamete kadar da burada olacağız, birlikte yaşayacağız.”
“Ticaret gemilerini, sivil gemileri hedef almanın kimseye bir faydası olmaz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye'nin diplomatik rolüne ve Karadeniz'deki son gelişmelere değinerek şu açıklamalarda bulundu:
"Değerli arkadaşlar, Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında, özel ilişkilerimizin bulunduğu her iki ülkeyi bu yıl İstanbul’da üç defa bir araya getirdik. İstanbul süreci neticesinde insani alanda elde edilen kazanımlar, Türk diplomasisi için kayda değer bir başarı teşkil etmiştir. İstanbul sürecinin yanı sıra, Ukrayna Savaşı çerçevesinde bugüne kadar Karadeniz Tahıl Girişimi ve esir tutuklu değişimleri gibi pek çok insiyatife öncülük ederek insani sahada somut sonuçlara ulaştık.”
“Montreux Boğazlar Sözleşmesi’ni titizlikle uygulayarak, savaşın Karadeniz’e sirayet etmesine mâni olduk. Fakat son günlerde düzenlenen karşılıklı saldırılar, Karadeniz’deki seyrüsefer emniyetini ciddi biçimde tehdit etmektedir. Ticaret gemilerini, sivil gemileri hedef almanın kimseye bir faydası olmaz. Her iki tarafa da bu konuda ikazlarımızı net bir şekilde iletiyoruz."
“Halihazırda dünyanın en büyük 11’inci savunma ihracatçısıyız”
Ekonomik veriler ve savunma sanayii hedeflerini paylaşan Erdoğan, ihracat rakamlarındaki artışın altını çizdi:
"Takdir edersiniz ki ekonomi ve ticareti dış politikadan ayrı tutmak mümkün değil. Türkiye, yılda sadece 36 milyar dolar ihracattan yıllık 270 milyar dolar ihracat yapan bir ülke haline geldiyse, sizin bunda büyük emeğiniz var. Yine sizin de çabalarınızla 61,1 milyar dolar turizm gelirine, 60 milyon 500 bin turist rakamına ulaştık. Dış ticarette, özellikle savunma sanayiinde hedef büyüterek yola devam ediyoruz. Halihazırda dünyanın en büyük 11’inci savunma ihracatçısıyız. Yılın ilk 10 ayında 6,7 milyar dolarla önemli bir ivme yakaladık. 2028 için hedefimiz, savunma ve havacılık ihracatımızı 11 milyar dolara çıkarmak ve dünyanın ilk 10 ihracatçısı arasına girmektir. El ele verecek, uyum içinde çalışacak ve bu hedefe inşallah ulaşacağız."
“Gelecek sene COP31 Zirvesi’ne Antalya’da ev sahipliği yapacağız”
İklim kriziyle mücadele ve yaklaşan uluslararası zirveler hakkında konuşan Erdoğan, ev sahipliği yapılacak etkinlikleri sıraladı:
"Değerli dostlarım, çevre sorunları, kirlilik ve iklim krizi, insanlığın geleceğini tehdit ediyor. 2053 vizyonumuz çerçevesinde burada da sorumluluk alıyor, iklim kriziyle küresel mücadeleye gerekli desteği sunuyoruz. Eşim Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayesinde yürütülen ‘Sıfır Atık’ projemiz, bugün dünyada örnek teşkil eden bir girişim haline geldi. Önümüzdeki dönemde sıfır atığa ilişkin farkındalığı artırmamız, dünya genelinde en iyi sıfır atık uygulamalarını tespit ederek bunları ulusal ve küresel düzeyde hayata geçirmemiz önem taşıyor. Biliyorsunuz, gelecek sene COP31 Zirvesi’ne Antalya’da ev sahipliği yapacağız. NATO liderler zirvesiyle 13. Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi de Türkiye’de gerçekleştirilecek. İnşallah bu zirveleri, sizlerin de katkısı, desteği, gayretiyle Türkiye’ye ve Türk milletine yakışır şekilde icra edeceğiz."
“Dışişleri Bakanlığımızın yeni binası milletimizin güçlü iradesini yansıtacak”
Dışişleri Bakanlığı'nın yeni yerleşkesine değinen Erdoğan, konferansın hayırlı olması temennisiyle sözlerini noktaladı:
"Hariciye Teşkilatımızın mesuliyetlerini hakkıyla yerine getirebilmesi için eylül ayında yeni yerleşkesinin temellerini attık. Dışişleri Bakanlığımızın yeni binasının, devletimizin köklü diplomasi geleneğini, gelecek vizyonunu ve milletimizin güçlü iradesini yansıtacak bir eser olacağına yürekten inanıyorum.”
“Değerli arkadaşlar, elbette bunları sizlerden beklerken biz de boş durmuyor, Türkiye’yi en güzel yerlere taşımak için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Nasıl bir tempoyla çalıştığımızın görülmesi açısından burada birkaç rakamı sizinle kısaca paylaşmak arzusundayım. 2025 senesi içinde 24 yurt dışı seyahatimiz oldu. Devlet ve hükûmet başkanı düzeyinde 91 lideri ülkemizde ağırladık. Görüşme ve kabul olarak 270 temas gerçekleştirdik. Yine devlet ve hükûmet başkanlarıyla 176 telefon görüşmesi yaptık. Yani, “Aşkla koşan yorulmaz” şiarıyla milletimize karşı vazifemizi yerine getirmek için çok yoğun bir mesai içinde olduk. Rabbim ömür ve sağlık verdikçe tempomuzu asla düşürmeyeceğiz. Karamsarlığa kapılmadan, yılmadan yorulmadan, duraksamadan inşallah Türkiye Yüzyılı hedefimize doğru koşar adım ilerleyeceğiz. Bunun için sadece daha fazla çalışmaya, kendimize ve devletimize daha fazla güvenmeye, hedeflerimizi daha sıkı kovalamaya ihtiyacımız var. Gerisi Allah’ın izniyle gelecektir. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyor, “Allah utandırmasın” diyorum.”