Fransa'nın Strazburg kentinde düzenlenen Avrupa Konseyi Adalet Bakanları Konferansı'na katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, insan hakları ve göç politikaları üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin kabul edilişinin yıl dönümünde gerçekleşen toplantıda konuşan Tunç, Türkiye'nin konseyin kurucu üyelerinden biri olarak ortak değerlerin muhafazasına verdiği desteği yineledi.
“Aylan bebek modern dünyanın utanç vesikası olarak hafızalarımıza kazındı”
Göç olgusunun yerel bir problemden ziyade küresel bir sorumluluk alanı olduğunu belirten Bakan Tunç, savaşlar, iklim krizleri ve terör gibi nedenlerle milyonlarca insanın yer değiştirmek zorunda kaldığını ifade etti. 2015 yılında cansız bedeni kıyıya vuran Aylan bebeği hatırlatan Tunç, bu trajedinin modern dünya için bir utanç vesikası olduğunu dile getirdi.
Uluslararası dayanışmanın ve hukuki iradenin zorunluluğuna dikkat çeken Tunç, sözlerine şöyle devam etti:
"Göçmen sayısındaki artışla beraber kıtamızda ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığının da maalesef vahim boyutlara ulaştığını görüyoruz. Bu durum konseyin temel bileşenlerinden olan bir arada yaşama kültürünü derinden tehdit etmektedir"
Türkiye'nin insani yaklaşımı
Suriye'deki iç savaş sonrası ortaya çıkan göç dalgasından en çok etkilenen ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Adalet Bakanı, son 13 yılda 4 milyona yakın sığınmacıya ev sahipliği yapıldığını aktardı. Tunç, Türkiye'nin sığınmacılara eğitimden sağlığa kadar geniş haklar sunduğunu ve göçü kriminalize etmeden insan onuruna yakışır şekilde yönettiğini belirtti.
Bakan Tunç, göç yükünün adil paylaşılması gerektiğinin altını çizerek şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye sadece kendi coğrafyasının değil, Avrupa'nın da güvenliği ve istikrarı için kritik bir rol üstlenmektedir."